27 Nisan 2016 Çarşamba

YABANCIDAN ABLAYA

Bir çocuk,bir yabancı
Kim bu çocuk,nereden geldi bu yabancı?
Bir yabancı,bir fotoğraf makinesi.
Neydi makine o yabancı için?
Bir makine,bir fotoğraf.
Ne kadar ölümsüzleştirilebilir bir ''an''?
Bir makine,bir ''tık'' sesi.
İyi mi etti zamanı dondurmakla?
Bir çocuk,bir fotoğraf.
Eski taş binanın önünde,bir yabancı tarafından başka bir yabancının dondurulmuş bir ''an''ı.
Ne oldu sonra ?
Kimde kaldı o ''an'' ?
İki yabancı bir fotoğraf ile bağlandı birbirine.
Bir daha birbirlerini görecekler mi?
Görürlerse tanırlar mı birbirlerini?
İki yıl sonra arşivde rastlanan,unutulmuş o fotoğraf.
Ve hatırlayış.
Çocuğa vermeliydi o fotoğrafı.
Mardin sokaklarında gözü aradı çocuğu haftalarca.
Ansızın gördü çocuğu.
Bir yabancı,bir çocuk,verilmesi gereken bir fotoğraf.
Neden bu kadar önemliydi?
Çocuk unutmuştu oysa.
Sonrasında çocuğa bir söz veriş:
Fotoğrafın baskısını hediye etme sözü.
Bir çocuk ve heyecanlı bir bekleyiş.
Belki de ilk defa kendisine ait,elle tutulur bir ''anı''.
Bir yabancı,bir çocuğun gülüşündeki samimiyet.
Fotoğrafı verdi mi?
''Yabancı'' nasıl bir anda ''abla'' oldu?
Yıllar sonra ne ifade edecekti bu fotoğraf?
Sonrasında bir abla,üç çocuk.
Üç arkadaş yıllar sonraya bir buse kondurdu.
Üç arkadaş,bir fotoğraf,yeni bir bekleyiş...
Bir yabancı,bir çocuk

Bir abla,üç çocuk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder